22 Mart 2012 Perşembe

Darbenin gerekçeleri

  • Siyasi iktidarsızlık
12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler,  TMM'nin birçok tur ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi ve 6 Eylül günü Konya'da Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin Şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği Kudüs mitingi gösterildi.
  • Ekonomik sebepler
12 Eylül öncesi dönemin son Başbakanı Demirel'in "70 sente muhtacız" sözü ile özetlenen dış ticaret açığındaki artış ve döviz darboğazı; işsizlik, kıtlık ve işyeri anlaşmazlıkları ile beraber ekonomik sebepleri oluşturur.
Aynı zamanda 1980'lere doğru tüm dünyada neoliberal bir ekonomik dönüşüm yaşanmaktaydı. Neoliberal reformları uygulayabilmek için toplumsal muhalefetin olmaması ve baskı ortamı gerekliydi. Amerika Birleşik Devletleri neoliberal politikaları hızlandırabilmek için dünyanın çeşitli ülkelerinde sağ hükümetleri işbaşına geçirmek için askeri darbeleri desteklemekteydi. O dönemde Türkiye'de yükselen bir toplumsal muhalefet özellikle işçi ve öğrenci hareketleriyle kendini göstermekteydi. Fabrikalarda grevler artmıştı.
  • Dış siyaset etkenleri 
    • NATO güney kanadının en önemli üyelerinden olan Türkiye'nin siyasi ve ekonomik iktidarsızlığı özellikle ABD tarafından gözleniyordu. 1979 yılında meydana gelen İran İslam Devrimi, ardından aynı yıl içinde Sovyet Birliğii'nin Afganistan'ı işgal etmesi üzerine Türkiye'nin ABD politikaları için istikrarlı hale gelmesi önem kazandı.

Kaynak:  http://tr.wikipedia.org

Darbeciler!!!

Yıl 1980...

Cumhuriyetle yönetilen ülkede, halkın seçimle işbaşına getirdiği parlamenter bir hükümet vardı. İşler, askerlerin istediği yönde ilerlemiyordu. Askerlerin dediğine göre, ülkede siyasi iktidarsızlık ve ekonomik bunalım vardı. Ayrıca dış devletler ülkeyi sömürüyor, ülke kaynaklarını kötüye kullanıyordu.

Ülkede askeri merciiler, gerektiğinde yönetimsel stratejilerde fikirlerine başvurulabilecek, onlara asla kimsenin bir şey diyemeyeceği bir konuma oturtulmuşlardı.

Bedrettin Cömert, Abdi İpekçi, Ceyhun Can, Fikret Ünsal, Cevat Yurdakul suikastleri, planlar, örgütlenmeler sonucunda 12 Eylül günü TSK'nın emir komuta zinciri yönetime belirtilen sebeplerle el koyuduğunu açıkladı ve ülkede yaklaşık 9 yıl sürecek o karanlık, baskıcı kaos başladı.
61 Anayasası rafa kaldırıldı ve yerine katı hükümlerin yer aldığı bir anayasa komutanlar tarafından hazırlandı ve yürülüğe konuldu. Askeri cezaevlerinin sayıları arttırlıdı ve tabiri caizse konuşan herkes içeri atıldı. Akılalmaz işkenceler, tecavüzler, faili meçhullar, suikastler, gösteriler, çatışmalar aldı başını gitti.

Gün geldi bu karanlık dönemin mimarları bir bir hayata veda etti. Hayatta kalan son iki komutan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 13 Eylül 2010 tarihinde İHD, 78'liler Girişimi ve İstanbul Tabipler Odası'nın da aralarında bulundu birçok sivil toplum kuruluşu, sendika ve örgütlenmelerin Sultanahmet Adliyesi'ne 12 Eylül darbesini yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra yargılanabilecekleri yeni bir sürece girmiş oldular.
Süreç ilerledi, mahkemeler bu iki ismi adliyeye haklarında açılmış bir davadan dolayı ifadeye çağırıp savunma istedi ve dava başladı.

Bugün bu iki isim savunmalarını mahkemeye sundu. Savunmalarında özetle; yine belirtilen sebeplerle ülke kötüye gittiği için yönetime el koyduklarını, kaldı ki "darbe yapmanın değil, darbeye teşebbüs etmenin" suç olduğunu savundular. Evren ve Şahinkaya, “Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve üyesinin soruşturulmaya ve yargılanmaya kalkışılamayacağını" vurgularken, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde bizzat Anayasa hükümleriyle en yüksek hukuki güvenliğe sahip kişilerin, yetkisiz, yani hukuka aykırı yani keyfi soruşturulmaları, yargılanmaları, bu kişilerin hukuki güvenirliklerinin keyfi olarak çiğnenmeye kalkışılmasıdır." şeklinde savunma ilettiler.

Kendilerini kelime oyunlarıyla savunan bu insanların nelere sebep olduklarını öğrenince, şaşakalmış ve kanım donmuştu. Türkiye bütün hatalarıyla yüzleşmelidir ve her kim sorumluysa cezasını sonuna kadar çekmelidir diye düşünüyorum. Ülkemizde şuan halihazırda var olan en temel, en önemli sorunların sebebi 80 darbesidir ya da bu darbeyi gerçekleştirenlerdir.

Her ne halde olurlarsa olsunlar, ülkemizin hiçbir insanı, bir insan yüzünden sıkıntı çekmek zorunda değildir. Ki bu iki insan yüzünden binlerce hatta milyonlarca insanın hayatı kararmıştır.

Sevgili Kenan ve Tahsin amca, size Ayşe teyze ağzıyla son bir sözüm var:

"Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner."
Saygılar...

Ayrıntılı bilgi : http://tr.wikipedia.org/wiki/12_Eyl%C3%BCl_Darbesi